Return to Website

Global TURKCE Sohbet Forum

Global TURKCE Sohbet Forum'a Hosgeldiniz !
[Mesaj yazmak icin:1- "Ekle" tikla, 2-"isim ( nik)" yaz, 3-"subject"'e baslik yaz, 4- buyuk kutuya, mesajini yaz, 5-" post message", tikla..] [Mesajlara cevap icin de: 1- mesaji tikla, 2- cevap tikla, 3- mesajini yaz 4- post message tikla..
( UYGUN OLMAYAN MESAJLARI SILME HAKKIMIZ VE YETKIMIZ VAR )

Global TURKCE Sohbet Forum
Start a New Topic 
Author
Comment
kendime mektubum

KENDİME MEKTUBUMDUR


Sevgili Kendim,
Bilirim mektup almayı pek seversin.Aranmayı, sorulmayı, ilgilenilmeyi istersin.Çocukluktan beri hep biriktirdin sana yollanılan posta kartlarını, uzun kısa mektupları.Şimdilerde posta elektronik oldu; sana günün modasına uygun olarak bir elektronik mektup atıyorum bu yüzden.Hem modern olmayı da seversin sen, bir taşla iki kuş (buna da bayılırsın) !
Çok kendi içine düştün bugünlerde, kırk yaş bunalımlarına girdin, çevreni unuttun, herkesi ihmal ettin, bu mektup sana iyi gelir Bu işaretlere de bayılırsın(!) , sit-kom efektlerine de, insanların nerede ne yapacaklarını bilmemelerini bu kadar yüzlerine vurmamalı değil mi? Neyse, sanal iletişimin bir parçası bu işaretler, sevsen de sevmesen de; aynı yüzündeki kırışıklıklar gibi...
İlk kez bir kırışıklık bulduğunda gözlerinin altıında ne çok sevinmiştin, hatırlıyor musun? Bu benim mutlu bir insan olduğumu gösteriyor demiştin, gülme kırışıklıklarım var artık! Sonra diğerleri de katılınca tabloya, hoşuna gitmemişti, gözaltı torbaları, yanak çöküntüleri, dudak uçlarının aşağıya dönmesi...Bedenindeki diğer değişiklikleri hiç yazmayayım, seni utandırmayayım.Asıl önemli olan ruhundaki değişimdi.Kırklı yaşların kaçan trenin son çığlığı olduğunu 'yaş dönümü 'sancıları çeken milyonlarca insanla beraber yaşıyordun.Hangi arkadaşına anlatsan kendini, benzer şeyleri yaşamış, yaşıyor oluyordu.Çevrende rahat, huzurlu, maddi sıkıntısı olmayan ama ille de aşk, aşk diye çırpınan onca insan vardı ki...Neden aşk insanın aklına kırk yaşında geliyordu? İnsan hep sahip olmadığı şeylerin peşinde koştuğu için mi? Gençlikte beraber yaşayıp, idealleri paylaşabileceğin, yaşamı seninle göğüsleyecek bir arkadaşla biraz da gözüne hoş geliyorsa aşk meşk kurcalamadan evleniveriliyor, değil mi? Yıllarca, mesleğinde ilerlemek, iş hayatını rayına oturtturmaktan başka bir şey düşünemeden, duygularını sorgulamadan yaşıyorsun.Pek mi haksızlık oldu bu sana? Elinden geleni yaptın mı, yaşamını tekdüze olmaktan kurtarmak için neler icat ettin? Aşk aşk diye çırpınan bir yüreğin var; var da, gereğini yerine getirmeye cesaretin var mı? Tut ki, geldi, kapını çaldı aşk.Tanır mısın? İçeri alır mısın? Misafir gibi mi davranırsın? Kalbinin kapılarını tamamen açar mısın? Ne yaparsın?
Sana çok soru sordum, cevapları kolay olmayacak.İnsanın kendine yazdığı mektup da, kendine verdiği cevaplar da içten oluyor, kandırmak mümkün değil ki; bu yüzden sana düşünme payı veriyorum.Bana cevap versen de vermesen de ben sana yazmaya devam edeceğim.Unutma ne yaparsan yap, ne dşünürsen düşün; SENİ TÜM EKSİK VE YANLIŞLARINLA SEVİYORUM, KABUL EDİYORUM.Tabii, bu hiç değiştirmeyeceğim anlamına gelmiyor, içten gelen değişikliklere, hele de olumlu katkılara açığız ama olduğun gibi de fena değilsin! Bana karşı rahat ol.Düşün, kalbinin sesini dinle ve de kendinle açıkça karşılaş.Ben buradayım )
KENDİM...